17 Ocak 2009 Cumartesi

on progressive sound's


yazmak isteyipte yazamayan köşe yazarları gibi karın ağrılı ve sancılı dört adet duvar ve ben kendi köşemdeyim ve karşı köşede yazabilen herkes zevkten dört köşe...kafalardan geçenleri alıp çizmek gözünün önüne kolay deil artık,maskenin altına girsen botoxdadır tebessümün gizemi,dahada şeffaf olursak yalan bu tatavalar bizim için,biz küçük balıkla gayriihtiyari tanıştık ve gayet ihtiyardık oltayı bıraktığımızda,yanımızda büyük balık...evet,yani hayır... mübalanın soyaağacındaki yerimi deiştirmesini istemem o kadarda ihtiyar diilim ! yinede favoride diilm ama olamadığım için deil yani plaseyken daha iyi görüyorum daha iyi okuyorum,belki daha rafadan ama daha estetik işte,yani arkana bakmak streslidir,arkadan gelmek daha nötr...bazen bazı duygularıma şemsiye tutamıyorum gözlük takmaktansa güneşi biraz sola almak yada en realist cinayetin tek tanığı olmak istiyorum ve şıracıyla bozacının arasını açmak istiyorum artık yavaş yavaş,aslında şemsiyeyi bir kenara bırakıp mazeretsiz nedensiz gayriresmi bi sevgili istiyorum ve bu fotoromanın ilk sayfasına koymak istiyorum onu ve yeniden şekil vermek istiyorum tüm legolara onunla,renk vermek siyaha ve beyaza ve adını koymak istiyorum tanrının,ne kadar piano varsa egoları yok edilmiş hepsine düşünce yüklemek istiyorum,ruhsuz çalmasınlar yaşamsal melodileri çalıp gitmesinler yorgunlukları,yorgunluklar müzikte kalsın,ama kalmasın bir tane framboazlı waffle hepsini yemek istiyorum onunla ve son sayfaya gelmeden ölmek istiyorum yine gayriresmi bi şekilde,ancak gözgöze,kafakafaya,çırılçıplak...biraz tatlı bir ölmek...VE sonra tek bir deklanşör sesiyle uyanmak istiyorum...

1 yorum: